Toplumun Yaraları Sanatla Sarılacak

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Işıl Çalışkan’ın Birgün’de yayımlanan haberini okurlarımızla paylaşıyoruz.]

Tiyatro Kooperatifi, deprem bölgelerine dayanışmalarını sahneden büyüteceğini duyurdu. Kooperatif Başkanı Yeşim Özsoy, “#sahnedendayanışma ile hayatın daha güzel olduğu bir geleceği hep beraber kuracağız” dedi.

Maraş depreminin ardından faaliyetlerini bir süreliğine durduran 73 özel tiyatroyu kapsayan Tiyatro Kooperatifi, dayanışmayı sahneden sürdüreceğini açıkladı. Aralarında DasDas, Craft, Oyun Atölyesi, Baba Sahne’nin de bulunduğu tiyatrolardan oluşan Kooperatif, #SahnedenDayanışma ile oyun gelirlerini depremzedelerle paylaşmanın yanı sıra bölgedeki hayatın normalleşmesi ve toplumsal iyi oluşa katkı sunacak bir dizi faaliyet belirledi. Tiyatro Kooperatifi Başkanı Yeşim Özsoy ile çalışmalarını konuştuk.

Tiyatro Kooperatifi’nin #SahnedenDayanışma duyurusunda tiyatrocular olarak “Toplumsal sorumluluğun bilincinde oldukları” vurgusu yer alıyor. İlk olarak Özsoy’a ülkenin bazı gerçeklerini sorgulamaya sebep olan bu vurgudan yola çıkarak böyle zamanlarda sanat üreticileri olarak hislerini soruyoruz. Özsoy, duygularını şu ifadelerle aktarıyor: “Yas sebebiyle hayatın tüm renkleri durdu. Tiyatro da bunlardan biriydi. Aslında her kriz anında ilk etkilenen alanlardan biri biz oluyoruz. Bir yandan bu sürecin getirdiği bir durum ama bir yandan da temel ihtiyaçlar arasında kendimizi hep gerekçelendirmemiz gereken bir durum oluşuyor. Bir sanat dalı olarak tiyatro kimi zaman eğlence içerse de acıların da sarıldığı, insanların bir araya geldiği, kendini ifade ettiği, ifade bulduğu, dünyayı anlamlandırma itkisiyle oluşan bir alan. Bu bakış açısıyla yaklaşmak lazım ve bunu ifade etmek için çağrılarımızı yaptık. Ayrıca sanatçılar olarak topluma ve kendimize karşı bu acıyı yaşayan ve travmanın içinde olan insanlar olarak bir bilinç her zaman baki.”

Sahne sanatlarının pandemide büyük yara aldığını hatırlatan Özsoy, “Ülkemizin içinden geçtiği bu derin yaradan da kaynaklı ilk etkilenen alanlardan biri olarak yeniden yara alması söz konusu. Buna rağmen her ne kadar büyük bütçelerle çalışmasak ve kâr etme ve ticaret mantığıyla ilerlemesek de bir kampanya başlattık, #sahnedendayanışma çağrısı yaptık hem tiyatroculara hem de seyircimize. Kendi kitlemizi alanda çalışan sorumluluk sahibi güvenilir sivil toplum kuruluşlarına bağışta bulunma denklemini kurmaları için” ifadelerini kullanıyor.

Sanatın, özelikle tiyatronun yaraları sarmada etkin bir rolü olduğundan bahseden Özsoy, “Yaraları sarmak hemen ve şimdi olabilecek değil. Ne yazık ki o kadar derin fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlar var ki bu yaraların hemen sarılması mümkün değil. Bu uzun süreçte bir araya gelmek, kitlemizi bağışa yönlendirmek, alanda çalışma yapmak için alt yapıyı hazırlamak şu sıra yapmayı ön plana aldığımız temel konularımız” diye konuşuyor.

Kooperatif, başta kadınlar ve çocuklar olduğu vurgusu yaparak toplumsal iyi oluşu destekleyecek faaliyetler yürüteceğini duyurdu. Bu vurgunun önemini sorduğumuz Özsoy, “Şu sıra belki de en çok içimize işleyen konulardan biri bu depremden etkilenen çocuklar ve onların geleceği. Yanı sıra anneler, savunmasız kalan kadınlar. Liste çok uzun ama Tiyatro Kooperatifi olarak bu alana eğilmek için bir çalışma grubu oluşturduk. Elimizden ne gelirse, temkinli ve sorumlulukla bu konuda çalışmalar yapmanın yollarını arıyoruz” yanıtını veriyor.

HEDEFİMİZ İLGİNİN DEVAM ETMESİ

Dayanışmanın gücüne inandıklarını belirten Özsoy, şu ifadeleri kullanıyor: “Yaratıcılığımız ve kendi kitlemiz üzerinden yani her tiyatronun ulaştığı seyirci kitlesi yoluyla bir dayanışma alanı yaratmaya odaklandık. Burada büyük bağışlar, milyonluk bütçeler söz konusu değil ama büyük ya da küçük değer yaratmak ve onun arkasında durmak, örnek olmak ve süreci devam ettirmek çok önemli. Unutmamak… Bir furyayla bölgeye giden yardımlardan sonra alandaki sorun devam ederken ilginin azalması en son istenen şey. Toplumun dikkatini ayakta tutmak ve devam ettirmek çok önemli. Bizim temel çıkış noktalarımızdan biri de bu.”

Deprem bölgelerinde çalışmak üzere bir çalışma grubu kurduklarını söyleyen Özsoy, gönüllü olarak bu çalışma grubuna dâhil olan değerli tiyatrocular olduğunu ve onların çizdiği yoldan ilerleyeceklerini belirtiyor.

Kooperatif Başkanı, deprem bölgelerindeki tiyatro emekçileri için nasıl çalışmaları olduğunu sorduğumuzda, “Mozaik Kültür Vakfı’nın desteğiyle kurulan bölgelerdeki tiyatro kooperatiflerinden Ahura Kooperatifi ve Akdeniz Kooperatifi’nde depremden etkilenen tiyatrocu arkadaşlarımız var. Onlara dikkat çekmek ve ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamak Sahneden Dayanışma kampanyamızın parçalarından biri. Onlar da depremzedeler ve depoları, sahneleri, aileleri, oyunları bu depremden etkilendi doğal olarak” cevabını veriyor.

Oyunların başlama tarihlerine ilişkin ise “Bu konuda tam bir tarih yok ve bunu biz de dikte etmek istemedik kendi ortaklarımıza. Bazı tiyatrolarımız 20’sinden itibaren sahnelere dönüyorlar. Bazıları da marttan itibaren. Hayatın daha güzel olduğu bir geleceği hep beraber kuracağız” açıklamasını yapıyor.

***

Güvenilir bir limanımız hiç olmadı

“Böylesi afet durumlarında sanat üreticileri olarak güvende hissediyor musunuz?” diye sorduğumuz Yeşim Özsoy, “Maalesef Türkiye hiçbir zaman sanatçılar için güvenli bir liman olmadı. Pandemide de en fazla etkilenen alanlardan biri olduk. Zaten problemli olan alanımızın problemleri katlanarak daha fazla ortaya çıkıyor her seferinde. Güven, adalet, hak hukuk gibi kavramlar konusunda ifade özgürlüğü ve ekonomik, sosyal yetkinlik anlamında her zaman savaş vermemiz gereken yalnız hissettiğimiz derin sorunları olan bir atmosferdeyiz zaten. Şu anki acıların yanı sıra bunlar tabii ki devede kulak ama güven sanırım hepimiz için yitirilmiş bir kavram” açıklamasını yapıyor.

Paylaş.

Yanıtla