[Işıl Çalışkan’ın Gazete Duvar‘da yayımlanan ve İzzet Öz ile yaptığı söyleşinin bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]
Köklü müzik yarışmalarımızdan Roxy Müzik Günleri 23. kez ülkenin dört bir yanından müzisyenleri performans sergilemeye çağırıyor. Teoman, Hayko Cepkin, Bedük, Can Gox, Aylin Aslım, Özge Fışkın, Gevende, Direc-T, Barış Demirel, Gaye Su Akyol, Melis Danişmend gibi ünlü isimlerin geçtiği bu yol kendi müziğini yapan, kendi sesini duyurmak isteyen herkese açık. 2 Nisan’a kadar başvuruların süreceği yarışma para ödülü dışında, parçalarını kayıt etmek için stüdyo ve dağıtım olanağı sağlıyor. 23. Roxy Müzik Günleri’ne, 18 yaşından büyük, tüm amatör ve profesyonel katılımcılar özgün besteleri ile katılabiliyor. Bu yıl jüriye katılan prodüktör, radyocu, yapımcı İzzet Öz ile Roxy Müzik Günleri’ne dair konuştuk.
Bu seneki Roxy Müzik Günleri’nin jüri kadrosuna katıldınız. Bu ekipte yer almayı neden önemli buldunuz?
Roxy Müzik Günleri hep takip ettiğim bir yarışmaydı. Ayrıca jürideki, çok sevdiğim kararlarına güvendiğim dostlarım sayesinde daha da yakından biliyorum. Son iki senedir rekor katılım, başarılı gençler gibi bana da çok umut verdi. Bu sene onlar davet etti ben de aralarında olmak istedim. Çok da iyi oldu, dostlarla ve gençlerle böyle kıymetli bir organizasyonda olmak mutluluk.
Roxy Müzik Günleri’nin 23’üncüsü düzenleniyor. Müzikal kariyerinin başlangıcında genç müzisyenler için yarışmaların önemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Daha çok kişiye daha kısa zamanda müziklerini duyurabiliyorlar. Organizasyon ve jüri tarafından farklı imkânlar sunuluyor. Dereceye girenlerin kayıtları tanıtımları yapılıyor. Sadece ödül alanlar için değil, katılıp kendini gösteren her müzisyen için de bir kapı oluyor.
Müzikte yarışma fikrine nasıl bakıyorsunuz?
Her zaman yarışma fikrine sıcak baktım. İlla kazanmak değil olay. Müzik üretenlerin eserlerini başkalarıyla paylaşması harika bir duygu, bunu doyasıya yaşayın.
Devamı için tıklayınız.
